Gece kusmaları mı?
Yazmak her zaman iyi gelen şeydi bana, yüreğime.. Kendimi konuşarak ifade edebileceğimden çok daha iyi ifade edebildiğimi çok zaman önce fark etmiş ve yazmaya başlamıştım. Bir gün oturmuş yine bir şeyler yazarken fark ettim, yazdığım saatlerin hep gece saatleri olduğunu. O zaman dedim, gece yazmaları sanki yaptığım. Kendi defterime kimsenin haberi olmadan karaladıklarıma da, sosyal medya hesabımdan yaptığım paylaşımlarda da bunu bir hashtag haline getirip kullanmaya başladım. Bu benim yazdıklarımın bir hashtagiydi, bir imzaydı sanki, benim yarattığım bir şeydi.. O geceden sonra hep kullandım bu hashtagi, kullanmak beni mutlu ediyordu.
Diyeceksiniz ki "Gece kusmaları" ne alaka peki? #geceyazmaları hashtagini kullanmaya başladıktan çok sonra fark ettiem. Bu hashtagi yazılarımı gece yazdığım için kullanmadığımı, daha derin bir alam taşıdığını ve aslında o anlam yüzünden sevdiğimi. Gece ışıksızdı karanlıktı, benim de karanlık yanım seviyordu bu hashtagi. Şimdi içimde kötülüğün egemen olduğu bir yan var da sanmayın ( gerçi herkesin içinde iyi ve kötü yanın varlığına inanırım ben ama şuan konumuz bu değil. Bir gün konumuz bu olabilir ama o gün, bugün değil.) çünkü karanlık yanım; "umutsuz, mutsuz, huysuz, öfkeli, hüzünlü,duygusal.." Sanıyorum ki anlatabiliyorum. Özetleyecek olursam karanlık yanım insanların görmediği ama benim iliklerime kadar hissettiğim duyguları barındıran yanım. İşte tam olarak bu yüzden #geceyazmaları'nı çok seviyorum. Bir bakıma gece'ye kusuyorum içimde tutamadığım şeyleri..
Yazmaktan başka çare bulamadıklarımı. Olduramadıklarımı, oldurabilmek için zamana ihtiyaç duyduklarımı, olduramayacaklarımı..
Diyeceksiniz ki hep mi bulutlu hava #geceyazmaları'nda elbette değil. Çünkü iki yüzü var her şey gibi #geceyazmaları 'nın da kahve ile halledilebilir düzeyde ise birkaç fincan kahve ama sek olanından içilir, küsülür Dünya'ya, kavga edilir, kızılır.. Barış sağlanamaz kalır öyle ulu orta her şey fakat daha derinlerde bir şey ise mesele, kavga daha büyük ise kahve yapılır ama bitmeden fincan yerini kadehe bırakır. İşte fincanın yerini kadehe bıraktığı #geceyazmaları 'nda güneş biraz da olsa aydınlatır geceyi tam olarak aydınlanmaz gece ısıtmaz ışınları lakin görebilirsin de yönünü..
#geceyazmaları hep mi bulutlu?
Bulutlu göğe bakışınıza göre değişir bunun cevabı.. Yağmur'u bekleyen için bulutlar mutluluğun habercisi, ıslanmayı sevmeyenler için de mutsuzluğun.. Benim de günlerden beklentilerim farklı olabiliyor elbette. Ama şöyle de bir gerçek var ki bulutu da, bulutlanmayı da , Yağmur'u da çok seviyorum.. :)
İşte artık biliyorsunuz #geceyazmaları 'nın arka yüzünü ve #gecekusmaları 'nın anlamını. Bu sayfa uzunca bir zamandır açmak istediğim ama sadece istediğim bir şeydi. İşte artık zamanı geldi. "Zamanı neden şimdi?" diye soracak olursanız bu şimdinin konusu değil. Fakat bir #geceyazmaları'nda bunu konu edinebiliriz.
Ne de olsa artık burası benim gece yazmalarımın arşivi olacak.
Açık arşiv mi? dediğinizi hissedebiliyorum,
Evet.. Hatta..
Herkese açık arşiv. :)
Şimdilik bu kadar, yine görüşürüz nasıl olsa.
O zamana kadar,
Sevgiyle kalın :)
#geceyazmaları
#eylül
yazmak iyidir, hem de eylül'de yazmak, her ayı eylül gibi yaşamak ;)
YanıtlaSil