8 Temmuz 2025 Salı

Uykusuzun gecesi,

Uykusuzun gecesi,

Sabah ezanı okunmasına azıcık bir zaman kalmış..
Belki ben yazmayı bitirmeden okunacak. Belki okunana kadar uykusuz biri olmaktan çıkıcam ve uykuya teslim edeceğim kendimi. Gerçi ben meyilliyim teslim olmaya uykuya da, o bu gece unuttu sanırım beni almayı koynuna. Bilmiyorum..

Kulaklığımda "Ölüyoruz bir köşede" diyor 🎶 ..
Sahi ölüyoruz. Unutuyoruz da öldüğümüzü. Zaten ben bu hayatı yaşamayı da beceremedim. Bir hayat daha varsa veya paralel bir evren kesin ben orda da beceremiyorumdur.. becerememek üstüme sinmiş..

Kurulacak cümlelerim yok gibi esasında. Ne yazıyorum neyi anlatıyorum bilmiyorum. Bugün iş çıkışında herkes bitkin yorgunluktan canı çıkmış bir şekilde gitmek isterken bana şaştılar "Hayrola sana?" dediler, "bu enerji ne?" Enerjim yoktu esasında. Ne yaptığımı bilmiyordum o kadar. Genelde bilir miyim onu da bilmiyorum.

İşten çıkınca yine eve gidemedim. Nedenini yine bilmiyorum. Bir süredir giremiyorum eve. Çıktım yürüdüm, yürüdüm ve yürüdüm. Şarkılar dinledim, tam gözlerim doldu ordan saçma sapan bir şarkı hoop gitti gözyaşları. Ardı ardına da öyle saçma sapan.. dedim güzel dünya benden yana, dökülsün istemiyor gözyaşlarım. Döndüm dolandım. Kıyıdan kıyıdan yürüdüm. İnsanlara bulaşmadım. Tek bir insan dahi göresim yoktu. Kaçtım itina ile her birinden. Baktım kalabalık döndüm hemen sırtımı değiştirdim yolumu. Ha bu arada Dolunay yaklaşıyor. Severim Temmuz Dolunay'ını ama çalışacağım göremeyeceğim doğuşunu bu canımı sıkıyor. Canımı sıkacak konu mu kalmadı? Sizene?.

O kadar çok yürüdüm ki sanki yatay değil dikey yürüsem yıldızlara ulaşırdım. Belki milyonlarca yıldızdan biri olurdum. Ha diyeceksiniz ki milyonlarca insandan biri oldun da ne bok oldu? Hak veririm size. Hiçbir bok olmadı. "Bombok" oldu sade. Her şey. Ama bir yıldız olsam kayardım belki, birilerine umut olurdum. 
Olmaz mıydım? 
Olurdum..

Elimden gelse sabahlara kadar girmezdim eve. Ama dayanamadı ayaklarım bunca yola. Benden habersiz tuttu evin yolunu. Ayaklarıma da geçiremedim söz. Yüreğime zaten geçiremiyorum. Ben bana söz geçiremiyorum..

Eve geldim uyuyacaktım. Noldu hatırlamıyorum. Noldu da ben bu saate kadar uyumadım hiç bilmiyorum. Uyumaya niyetliydim de. Uykunun şefkatle beni kucaklayacağını düşünerek girmiştim eve. Uyuyayım demiştim. Uyuyayım da sabah olsun. Sabah oldu olacak. Ben uyumadım. Ama uyumalıydım. Birazdan gün ağarmaya başlayacak. Şiş gözlerimi görmemeli kimse. Hoş görecek kimse de yok da konumuz bu değil. Sabah olacak ve tüm canlılar günü selamlamaya başlayacaklar. Birer birer uyanacaklar ve çıkacaklar gecenin o şefkatli kollarından. Seslerini duyurmaya başlayacaklar hayata. Benim yeni bir günü selamlamaya gücüm yok. İsteğim? O da yok. Ben uyuyayım istiyorum sadece. Bir süre uyanmasam da çok güzel olur aslında ama..

Gün ağarmaya başlıyor.. ben bir yıldız olmayı düşlemişken bugün.. yıldızlar birer birer yok oluyor...
Bu yazıyı hemen noktalamalıyım. Başım ağrıdan çatlayacak. Üstelik uyumak istiyorum. Yeni bir günü karşılamak istemiyorum..

Kulaklığımda Hirai Zerdüş "Yara bere" çalıyor.
Diyor ki  "Ne gücüm var ne dermanım"
Diyor ki " Yara bere içindeyim."
Öyle.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Her Ay'a bir kitap 3: Dünyayı Bisikletle Dolaşan Çocuk

Her Ay'a bir kitap 3: Dünyayı Bisikletle Dolaşan Çocuk  Güneşin doğumuna eşlik ettiğim bir günde yazayım istedim bu yazıyı. Bu yüzden ki...