16 Ağustos 2025 Cumartesi

Tatsız Menemen,

Tatsız Menemen,

Ali Lidar şiirinde "otoban dolusu gürültüyü sıkıştırıp beynime, anne dedim çay koy da içelim" diyor ya hani ben de otoban dolusu gürültüyü sığdırdım gece boyu zihnime ve ders çalışmaya çabaladım. 

Sabah 5.45 sularında uyuduğum uykumdan sabah 8 sularında kendiliğimden uyandım. Normal şartlarda aile evinde kendiliğimden uyanmam pek. Uyandırılırım bir şekil. Ama gece o kadar çok gelinmişti ki üstüme, sabah uyandırılamamıştı. Uyandığımda içerden sesler geliyordu. Belli ki uyanılmış. Sabaha kadar içimin üşümesinin yanı sıra vücudum da üşümüştü, kalkıp bir pike almayı düşünürken bir an içim geçmiş uyumuşum tekrardan. 

Üstümü birinin örttüğünü hissettim. Gözlerimi yarıladım ablamdı, "uyuyacak mısın daha?" Dedi en sevimli ses tonuyla geceki inciten o ses tonundan eser kalmamış şekilde ve ekledi "gözlerin nasıl şişmiş kaçta uyudun sen?" Cevap veremeden kapandı gözlerim. "Gelişinin şerefine kahvaltıda boyoz ve simit patlatalım sıcacık" dedi. "Menemen de yapar mısınız? Canım çok istiyor." Dedim bilinçsizce. Ve kapandı gözlerim bir kez daha. Gözlerimi 9 da net bir şekilde uyanmak adına açtığımda kahvaltı hazır olmak üzereydi. Eylül Asel yanıma gelmiş "Teyzee" diyordu. Uyandım. Eylül Asel'in masaya tabakları götürmesini hayretler içinde izledim.  Büyüyordu gözlerimin önünde. Zaman acımasızca hızlı akıp gidiyordu. Kahvaltıya simit alındığını farkettim poşetleri görünce hayal meyal hatırlıyordum uykulu bir şekilde gerçekleşen simit alma konuşmasını. Yengemin masaya domates ve biber kavurmasını koydu. Ablam bir anda yükseldi "Menemen yapmıyor muydun? İlayda'nın canı Menemen istiyormuş dedim ya, Menemen yapıyorsun sandım." Dedi, keşke her isteğim uğruna bu kadar destekleyici davranılsa diye düşündüm. Ayrıca Menemen istediğimi söylediğimi o an dile getirilene kadar da düşünmemiştim. Rüya falan sanmıştım. Bu ara gerçek ve rüya çok giriyordu birbirine. Masadan domates biber kavurması alındı ve derhal Menemene çevrildi. Gerek yok desem de dinlenmedi ve o Menemen yapıldı. Gece de dinlenmemiştim beni hatırladım yine. Lakin bu defa iyi bir şey adına. O Menemen nedense hiç güzel gelmedi bu sabah. Oysa yengem çok güzel yapardı Menemeni ama ağzımda tat tuz yoktu belli ki.

Kahvaltıdan sonra otoban dolusu gürültüyü kafama sığdırıp soru çözmeye çalıştığım gecenin sınavına gitmek üzere çıktım evden. Geciktim. Geç kalacağımı düşündüm ama vazgeçmedim ve gittim. Ucu ucuna yetiştim sınava. Belki bir iki bir şeyi iyi etmeye çalıştım.. 

Sınavdan sonra kitapçıya uğradığım ve iyi hissettiğim kısacık andan sonra eve döndüm. 
Dünkü üzerime fazlaca gelinmiş geceden sonra bugün bir sevecenlik vardı herkesin üstünde. Sanki bir önceki gece benim canıma okunmamış gibi o balkon masasında, yine yerimizi aldık. Çay konuldu. Çay konulurken alkol içmek istediğim düşünüldü. Bir olur mu acaba sorgulandı. Sonra çaylar konuldu bardaklara. "Kupa istiyorsun değil mi? " dendi. Kupa severdim bilinirdi. "Evet" dedim. Çay içildi. Dünkü geceden daha iyi etmek ister gibi geceyi..
Gökyüzünden çekemedim bir türlü gözlerimi.  2 yıldızın kaydığına da şahit oldum. Sabahlara kadar ağlamak istediğim geceler oluyordu. Günler boyu uyumak istediklerim de.. ama bu gece susmak istiyordum. Sustukça dertlendiğim düşünülüyordu görüyordum. Lakin kelime bulamıyordum birbiri ardına getirip cümleler oluşturmaya. 

Kupamda sıcağını koruyan çay. 
2 bardaktan sonra kalktım ve bardak değiştirdim. 
Bir kadeh şarap koyup tekrar çıktım balkona. 
"Ne o?" dendi, 
"Şarap" dedim. 
Sessizleşildi.
Kelimelerim yoktu çünkü cümleler oluşturmaya lakin,

"Ah" geçiyordu içimden. 
Gökyüzünden yıldızlar..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Her Ay'a bir kitap 3: Dünyayı Bisikletle Dolaşan Çocuk

Her Ay'a bir kitap 3: Dünyayı Bisikletle Dolaşan Çocuk  Güneşin doğumuna eşlik ettiğim bir günde yazayım istedim bu yazıyı. Bu yüzden ki...