Defter,
Birkaç ay önce Cv çıkartmaya gittim yine bu kırtasiyeye. Ki bu kocaman olmuşum demekti.. Üniversitemi bitirmişim, iş bulmak eğilimindeyim, birkaç tane çıkarttım cv'den lazım olacağını düşünerek. Evren abla Cv'leri çıkartırken ben kendimi bir anda defterlerin orada buldum, yine.. Defterleri karıştırdım kendime göre bişiler seçmeye çalıştım. Evren abla arkamdan güldü, "bazı şeyler hiç değişmiyor, hala defterleri seviyorsun." Dedi. Ben de gülmeye başladım. Seviyorum dedim, seviyordum..
Bağzı şeyler hiç ama hiç değişmiyordu..
Küçükken de dolanırdım defterlerin arasında. Hala daha dolanıyorum. Yazmalarıma eşlik edecek kendime göre bir defter de bulmuşsam.
Değmeyin keyifime..
Ben hep yazdım.
Bazen özenle seçtiğim defterlere,
Bazen ders kitaplarının içlerine,
Bazen kitaplığımdaki kitaplarımın sayfa aralarına,
Küçükken de dolanırdım defterlerin arasında. Hala daha dolanıyorum. Yazmalarıma eşlik edecek kendime göre bir defter de bulmuşsam.
Değmeyin keyifime..
Ben hep yazdım.
Bazen özenle seçtiğim defterlere,
Bazen ders kitaplarının içlerine,
Bazen kitaplığımdaki kitaplarımın sayfa aralarına,
Bazen telefonumun notlar kısmına,
Bazen bloguma..
İnsan telefonu birinin eline geçse bi çekinir, utanır ya hani özel konuşmalar vardır, gizlenen eylemler, fotoğraflar.. Ben de çekinirim telefonum birinin eline geçse. Gerilirim. Almak isterim. Lakin öyle konuşmalardan, fotoğraflardan falan değil.. Telefonumun notlar kısmına yazdıklarımın okunmasından endişelenirim. Hiç hiç istemem..
Hele bir de defterime dökmüşsem içimi. Sayfası açılmaya yeltenildiğinde bile gerilirim, mani olurum hemen. Defterler özeldir çünkü, çok çok özel. Bir başkasının defteri okunmaz öyle. Okunmamalı.
Ama ben de benim defterlerimde yazılı şeyleri okumamalıyım sizin gibi. Bazı defterlerimden ödüm kopuyor mesela. En en köşe yerlere kaldırıyorum. O yazıları yazarkenki kendimle karşılaşmayayım diye hiç açmıyorum safyalarını. Hiç merak etmiyorum yazdıklarımı.. çünkü biliyorum o kadar yoğundu ki oraya yazdıklarım hala hissedebiliyorum o duygu yoğunluğunu. Sevgimi, nefretimi, özlemimi, kinimi.. Ne varsa çocuk yüreğime sığmayan sayfa sayfa taştı o defterlerdeki sayfalara ..
Bazen, konusunun açılmasını hiç istemediğim şeyleri yazıyorum.
Saklı kalmasını istediklerimi, kimsenin bilmesini istemediğim hallerimi.
Ama bazen de,
Keşke sık sık konuşulsa, duyulsa, bilinse.. dediklerimi..
Ben sadece yazıyorum ve kapatıyorum konuyu.
Yazmanın yüreğe iyi gelen bir yanı var çünkü..
Yüreğim iyi olsun diye yazıyorum.
Ve oluyor.
Ne güzel...
Bazen bloguma..
İnsan telefonu birinin eline geçse bi çekinir, utanır ya hani özel konuşmalar vardır, gizlenen eylemler, fotoğraflar.. Ben de çekinirim telefonum birinin eline geçse. Gerilirim. Almak isterim. Lakin öyle konuşmalardan, fotoğraflardan falan değil.. Telefonumun notlar kısmına yazdıklarımın okunmasından endişelenirim. Hiç hiç istemem..
Hele bir de defterime dökmüşsem içimi. Sayfası açılmaya yeltenildiğinde bile gerilirim, mani olurum hemen. Defterler özeldir çünkü, çok çok özel. Bir başkasının defteri okunmaz öyle. Okunmamalı.
Ama ben de benim defterlerimde yazılı şeyleri okumamalıyım sizin gibi. Bazı defterlerimden ödüm kopuyor mesela. En en köşe yerlere kaldırıyorum. O yazıları yazarkenki kendimle karşılaşmayayım diye hiç açmıyorum safyalarını. Hiç merak etmiyorum yazdıklarımı.. çünkü biliyorum o kadar yoğundu ki oraya yazdıklarım hala hissedebiliyorum o duygu yoğunluğunu. Sevgimi, nefretimi, özlemimi, kinimi.. Ne varsa çocuk yüreğime sığmayan sayfa sayfa taştı o defterlerdeki sayfalara ..
Bazen, konusunun açılmasını hiç istemediğim şeyleri yazıyorum.
Saklı kalmasını istediklerimi, kimsenin bilmesini istemediğim hallerimi.
Ama bazen de,
Keşke sık sık konuşulsa, duyulsa, bilinse.. dediklerimi..
Ben sadece yazıyorum ve kapatıyorum konuyu.
Yazmanın yüreğe iyi gelen bir yanı var çünkü..
Yüreğim iyi olsun diye yazıyorum.
Ve oluyor.
Ne güzel...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder