30 Temmuz 2025 Çarşamba

Hayallerin Ağırlığı,

Hayallerin Ağırlığı,

Hiç dengesizleştiğiniz sevgileriniz oldu mu?
Hani yüreğinize sığdıramadığınız taşan.
Benim oldu. Bu kıymetli bişi diye düşünüyorum. Sevmek, çok sevmek, sevebilmek..
Ben hep çok sevdim insanları, sevebildim, yapabiliyorum diye de abarttım sevgimi. Yüreğime sığmadı çoğu zaman.Taştı yüreğimden. Bu da iyi bir şeydi. Taşması başka kalplere iyi gelirdi lakin abartmak bana hiç ama hiç iyi gelmezdi...

Küçükken, ki baya küçük olduğum zamanlardan bahsediyorum. Hayallerle yeni tanışıyordum, bilmeden.. arkadaşlarımla hayaller kurardık geleceğe dair. Şu şöyle olsa nasıl güzel olur? Bu böyle olsa? Şöyle bişi olur mu acaba? Nasıl özgürleştiriyordu insanı hayaller. Hele çocuksan çok çok özgürdün, güçlüydün.. büyüdükçe büyüdü hayaller.. lakin yapılmadı bir çoğu hayali kurduğumuz kişilerle.. kendi adıma söyleyebilirim ki hayalini kurduğum bir çok şeyi öyle veya böyle gerçek ettim. Diğer arkadaşlarımdan bazıları da hayallerini gerçekleştirdi. Lakin hayalleri hayalleri kurduğumuz insanlarla gerçek edememek onları hiç etkilemezken benim yüreğime ağır geldi. O zamanlarda başladı ağırlığı, şimdilerde taşınmaz bir hal aldı.. artık inancım yok yaparız diye biten cümlelere.. çünkü yapılmamış bir çok örnek var gözümün önünde. Üstelik öyle çocukluk falan da değil. Dedim ya o zaman başladım ağırlığı hissettirmeye yüreğimde ama sonra çok şeyler oldu..
Ben çabuk umutlanan bir insanım sanırım. Güzel bir düşünce atılınca ortaya bir anda çok yükselip hayaller, planlar yapıyorum. Sonra orda, ortada kalıyor o düşünce. Sadece kurulmuş cümleler olarak. Kuran insanlar kurduklarını bile unutuyorlar. Ben ağırlığını bir an bile hissetmeden duramıyorum yüreğimde. Hep bir ağırlık ama hep. Bu yüzden de inancım kalmıyor hiçkimseye.
"Bir gün şunu yaparız ?" ..
"Gideriz birlikte?"..
"Olmaz mı?" ..
"Belki olur?" ..
"Yaparız?" ..
Hiçbirine içten karşılık veremiyorum artık. Umutlarına eşlik edemiyorum. İnanmıyorum çünkü. İnanamıyorum. Söz denemez ama verilmiş sözler olarak algıladığım şeylerdi sanırım kurulan cümleler. Bu yüzdendi bu kadar ağır hissetmem. Bir şeyi birlikte yapmayı düşlemek bir nevi bunu birlikte yapacağız demek de değil miydi? Ben mi çok anlam taşıtıyorum şu hayata?..

Öyleydi işte, bana verilen sözler hiç tutulmadı..

En başında gözyaşlarına inanmıştım. Sonra yalan olduklarına. Sonra hep avutuldum. Ama hep..

Hayaller de yapılacaklar da öyle çok çok büyütülmeden olsun istiyorum.
He bir de insanlara inanmıyorum. İnanmayı bıraktım. Bir şeyi yapmak istiyorsam gerçekten istiyorsam insanları çekiyorum önümden.
"Ben yapıcam" diyorum "Dahil olun isterim. Birlikte kurduğumuz hayali birlikte gerçek edelim çok isterim ama dahil olmayacaksanız, olamayacaksanız da ben bunu yapmak istiyorum ve yapıcam.." buydu işte. Kendimden umudum vardı, istersem gerçekten istersem yapardım. İnsanlardan yana umudum yok. İnanmıyorum çünkü onların havada kalan planlarına, programlarına.

Bir şeyin ağrısını sancısını yüreğinde taşıyan neden hep ben oluyorum? Bu kadar hisler bence de bana fazla. Neden dengeli dağıtılmamış? Bazılarının insani hiçbir belirtisi yokken bazıları neden bu kadar çok hislerle boğuşmalı? Bu eşitsizlikler, dengesizlikler niye? Bu yazı niye saçma sapan her yere kaydı?
Sahi neden dağıldım?

Yeterince dağılmış ve saçma sapan konulara kaymışken "eşitsizlik" aklıma geçenlerde iliklerime kadar hissettiğim ( bu terim bu ara çok hoşuma gidiyor, çünkü böyle hislere çok çok çok hissetmek gibi bir anlam katıyor, anlıyorsunuz değil mi?) Bir şey getirdi.
"Eşitiz" dendi bana üstelik herhangi biriyle eşit olmam gibi bir ihtimal söz konusu olursa onunla eşit olabileceğim bir nokta bulmamın çok zorlu olduğu birinden geldi bu "eşitiz" denkliği.
Söylemediğim ama içimden iliklerime kadar hissettiğim şuydu;

"Eşitiz demiştin,
Değiliz canımın içi.
Çünkü ne işim olursa olsun, ne zaman olursa olsun, nerde olursan ol, bir şekilde bir yolunu bulur geleceğimi bilirsin sana..
Ben de gelmeyeceğini."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Her Ay'a bir kitap 3: Dünyayı Bisikletle Dolaşan Çocuk

Her Ay'a bir kitap 3: Dünyayı Bisikletle Dolaşan Çocuk  Güneşin doğumuna eşlik ettiğim bir günde yazayım istedim bu yazıyı. Bu yüzden ki...